İşte giriş....
İnsan vücuduyla ve hastalıklarla uğraşmak aslında tamamen bir dedektiflik isi. Yaşadığım sağlık sorunlari hakkinda ‘nasil, ne zaman, nerede, ne kadar’ gibi sorulari kendime sordukca aldığım cevaplarin hep birbiriyle alakali cikmasiyla bunu farkettim ben.
Bu blogu yapmamin en büyük nedeni herkesden once kendime yardim etmek. Son zamanlarda saglikla ilgili o kadar fazla bilgi edindim ki, maalesef beynim resmen doldu- bu bilgileri bloguma aktararak hem beynimi rahatlatmak hem de bildiklerimi, yaptiklatimi, dusunduklerimi baskalariyla paylaşmak istiyorum.
Bu dedektiflik maceramda farkettigimde beni en cok etkileyen gercek su ki – düşündüklerimiz ve de hissettiklerimiz vucudumuza direk olarak hukmediyor. Ben maalesef bunu sadece cok kisa bir sure once anladim. Beslenmenin, egzersiz yapmanin, saglikli yasamanin değerini cok daha onceden farkedip gunluk hayatimda benimsememe ragmen, isin duygusal yönünü maalesef atladim ve de sonunda onemli bir saglik sorunuyla (HPV!) yuzlesmek zorunda kaldim.
ASCUS Kabus
Temmuz 2012’de iki reglimin arasinda 7 gün boyunca kanli akıntı olunca hemen jinekologa gittim ve de ilk pap smear testimi oldum (daha önceki muayenelerde bakire olduğum icin hic pap yaptirmamistim). Doktor sadece olumsuz bir test sonucu alirsak sizi arayacagiz dedi. Pap’tan sonra doktor ayrica polikistik ihtimali icin yumurtaliklari ve rahimi ultrasonla kontrol etti ve her sey yolunda gozukuyordu. 1 hafta sonra maalesef telefonum çaldı ve hemşire doktoru gormem gerektiğini soyledi. Ve de kabusum böylece başladı.
Zaten hastalik hastasi ve de son zamanlarda asiri depresif olan ben, böyle bir haber alinca üzerimden kamyon gecmis gibi oldum. Hemen ertesi gun icin randevu aldim. Doktora gittiğimde heryerim buz gibiydi ve hala sok icindeydim. Neyseki doktorum asiri iyi bir insan ve çok da nazik. ‘Onemli bir sorunumuz var, ancak emin ellerdesin’ dedi. Test sonucum ASCUS idi. Yani anormal pap sonuclari arasinda en hafifi. Aslinda o gun muayanede konusulanlari pek de hatırlamiyorum sokta oldugumdan, ama doktor bana virusle ilgili bilgiler verirken ilk kez ‘kanser’ lafi geçtiğinde kusmak istedim, olamaz dedim. Doktor iki secenegimiz var dedi, ya 4 ay bekleyip yeniden pap smear testi yapacagiz, ya da LEEP operasyonuyla kotu hucreleri alacagiz. O an neyle karsi karşıya olduguma dair bir fikrim olmadigindan, hucrelerden hemen kurtulmak cok cazip geldi. Tamam dedim ve 18 Temmuz’a genel anastezili LEEP operasyonu icin gün aldım.
Klinikten çıktığımda artık ben ‘ben’ degildim, ve de hic bir seyin eskisi gibi olamayacagini biliyordum. Kendi kendime ‘… ama ben sadece 23 yasindayim’ diyip durdum eve giderken yol boyunca.
No comments:
Post a Comment